Bugün ilk "oyun atölyesi" deneyimi gayet başarılı idi, trafik ve uyku sebebiyle ilk yarım saat gecikti, alıştırmaları atladı, kimseyi tanımıyordu oğlan ama hemen masasına oturdu, yaprakları yapıştırmak için tutkallarını sürdü, kağıdın her tarafına sürdü önüne arkasına belki ama arızasız, gülr yüzüyle geçirdi, oyunlar bittiğinde gitmek istemedi.
Biraz daha oynamak istedi, bizi çok yüreklendirdi. Şubat dönemi için iki günlük bir atölyeye yazdırma fikri şu an harika görünüyor, biraz erken ama olsun varsın.
Iraz Toros, işini sevrek yapan bir psikolog, en önemlisi de bizim için bu şu anda, oğlanın keyif alması, paylaşması ve eğlenmesi..biz memnun kaldık, oğlan da çok keyifliydi.
Bu deneyimlerimiz artıkça paylaşmaya devam edeceğim.
En çok güldüğümüz ise haftaya ev ödevi var oğlanın, bilmiş anneler gibi ben yapıp götürür müyüm diye kendimden korkuyorum ahahhayt.
Bu tür atölyelerle ilgili fikirlerinizi/bildiklerinizi paylaşırsanız sevinirim de.
Monday, November 28, 2011
Monday, November 21, 2011
Bezsiz Popo!
Çok minikti ilk tuvalet eğitimine başladığımızda, herkes ah yapma, daha çok minik dedi, bak sonradan sıkıntılar çıkacak dedi, zorlamadım ebette hiçbir zaman, hayatta hiç bir şeye zorlamayacağım gibi, ama anne baba olarak ne zaman çiş ve kakasını yapacağını hep bildik, tüm anne babalar gibi, ufak bir gözlem ve iletişim meselesinden ibaret bu iş sadece, o iletişimi çözdünüz mü, gerisi çorap söküğü gibi geliyor, ama biraz sabır mutlaka gerekli.
Ananeden kalma yöntemdir bu 40'ı içindeyken tuvalete tutmak, her seferinde yapmaz ama yaptığında dünyalar sizindir artık, iletişebildiğiniz için.
Yukarıdaki fotoda henüz 1.5 aylıktı bizim oğlan. koca koca gözleriyle poturdarken.
Yılmadık, kendi oturmaya başladığında ara ara hep oturttuk tuvalete, bazen yaptı bazen yapmadı, ama hep sabrettik.
12 ayını doldurduğu zaman artık bahardı, ve adada biz bu bez işini bırakalım dedik, en azından uyumadığı zamanlarda, zaten adadayız, sıkıntı olmaz dedik, ve gerçekten de adada gündüzleri bezsiz gezmeye başladı, elbette adada baba çişi yapmayı öğrendi, ne zaman doğa onu çağırsa babasıyla bir ağaç dibine çişini bırakıverdi, hem de şen kahkahalarla, atlar, kediler ve köpekler gibi, ne de olsa en yakın arkadaşlarıydılar.
16 aylık gibiyken anakara İstanbul'a döndük, artık gündüzleri bezsizdi, geceleri denemeye cesaretimiz yoktu, caddedeki tüm tuvaletleri ezbere bilir haldeydik ama nedense geceleri bir türlü deneyemiyorduk. Artık o baktığı tuvalet kağıdı ile pipipsini de silmeyi öğrendi üstelik.
Ta ki bir gece twitterdan ben bir tweet atana dek, "oğlan geceleri beze hiç çiş yapmıyor acaba gece denesem mi?" diyene kadar, o kadar çok yüreklendirici yanıt aldım ki, yürü be kim tutar seni oğlum dedim, 18 aylıktı, o gün bugündür poposu bezsiz bizimkinin, krem yok, pişik yok, mis gibi bir popo var sadece.
Bu bezi bırakmadaki en önemli hadise bizim sabrımız ve cesaretimiz değildi, kumaş bez kullanıyor olmamızdı, malumunuz bu bebeklerin poposuna bağladığımız kimyasal bombalar bebeklere çişi hissettirmiyor, bu iyi midir kötü müdür bilemem ama rahat ettikleri kesin, kumaş bezde ise böyle bir özellik yok, ıslaksa ıslak popo, soğuksa soğuk, aynı ısıda kalmıyor, ve bu bebekler için bezden biran önce kurtulmaya sebep oluyor. Kumaş bezi her zamanki gibi şiddetle tavsiye ediyorum.
Bu bezsiz popo yolculukğunda canla başla uğraşan ve hep destek olan biricik Sevgilime de elbette ki teşekkürü borç bilirim, beni hiç bir zaman yalnız bırakmadığı, baba çişlerinin tamamını yaptırdığı ve bundan hiç erinmediği için.
Ananeden kalma yöntemdir bu 40'ı içindeyken tuvalete tutmak, her seferinde yapmaz ama yaptığında dünyalar sizindir artık, iletişebildiğiniz için.
Yukarıdaki fotoda henüz 1.5 aylıktı bizim oğlan. koca koca gözleriyle poturdarken.
Yılmadık, kendi oturmaya başladığında ara ara hep oturttuk tuvalete, bazen yaptı bazen yapmadı, ama hep sabrettik.
12 ayını doldurduğu zaman artık bahardı, ve adada biz bu bez işini bırakalım dedik, en azından uyumadığı zamanlarda, zaten adadayız, sıkıntı olmaz dedik, ve gerçekten de adada gündüzleri bezsiz gezmeye başladı, elbette adada baba çişi yapmayı öğrendi, ne zaman doğa onu çağırsa babasıyla bir ağaç dibine çişini bırakıverdi, hem de şen kahkahalarla, atlar, kediler ve köpekler gibi, ne de olsa en yakın arkadaşlarıydılar.
16 aylık gibiyken anakara İstanbul'a döndük, artık gündüzleri bezsizdi, geceleri denemeye cesaretimiz yoktu, caddedeki tüm tuvaletleri ezbere bilir haldeydik ama nedense geceleri bir türlü deneyemiyorduk. Artık o baktığı tuvalet kağıdı ile pipipsini de silmeyi öğrendi üstelik.
Ta ki bir gece twitterdan ben bir tweet atana dek, "oğlan geceleri beze hiç çiş yapmıyor acaba gece denesem mi?" diyene kadar, o kadar çok yüreklendirici yanıt aldım ki, yürü be kim tutar seni oğlum dedim, 18 aylıktı, o gün bugündür poposu bezsiz bizimkinin, krem yok, pişik yok, mis gibi bir popo var sadece.
Bu bezi bırakmadaki en önemli hadise bizim sabrımız ve cesaretimiz değildi, kumaş bez kullanıyor olmamızdı, malumunuz bu bebeklerin poposuna bağladığımız kimyasal bombalar bebeklere çişi hissettirmiyor, bu iyi midir kötü müdür bilemem ama rahat ettikleri kesin, kumaş bezde ise böyle bir özellik yok, ıslaksa ıslak popo, soğuksa soğuk, aynı ısıda kalmıyor, ve bu bebekler için bezden biran önce kurtulmaya sebep oluyor. Kumaş bezi her zamanki gibi şiddetle tavsiye ediyorum.
Bu bezsiz popo yolculukğunda canla başla uğraşan ve hep destek olan biricik Sevgilime de elbette ki teşekkürü borç bilirim, beni hiç bir zaman yalnız bırakmadığı, baba çişlerinin tamamını yaptırdığı ve bundan hiç erinmediği için.
Subscribe to:
Posts (Atom)