Wednesday, August 24, 2011

Havuzda çiş kaka sorunsalı

Hep yazacağım yazacağım unutuyorum.

Hughies'in Swimmer model kağıt bezlerini havuza girerken oğlana giydiriyordum ben, ta ki tüm çişi, ve kakanın sıvı halini havuza akıttığını anlayana kadar.

Bizimki çiş ve kakayı neredeyse hiç beze yapmaz duruma geldi. O yüzden daha önceden anlamamışım bu işi, dişler cıkarken ishal olduğundan havuz kenarında Swimmers giydiriyorum ki kakalar havuza gitmesin bir kaza olursa.

Bezi poposundan çıkardığım an beynimden kaynar sular döküldü, kakayı falan tutmuyordu bu bezler, sadece kakanın içindeki yiyecek partiküllerini tutuyorlarmış.

Şimdi buna başka bir önerisi olan?


Ben kumaş bez mayoları biliyorum, ee bu durumda da huggisden daha iyi olduklarını öğrenmiş bulundum, bunun dışında şöyle böyle diyebilen ve paylaşan olursa sevinirim.



Denizde zaten hiç sorun yok!

Thursday, August 18, 2011

Zorlamak veya zorlamamak

Biz oglani dogurmadan once bir karar vermistik, hic bir seye zorlamayacaktik, yemege, oyundan kaldirmaya, uyumaya, uyumamaya,kendi istediklerimizi yaptirmaya. Su ana dek bu konuda da gayet iyiyiz, bazi ögünlerde eksik yemek yiyebilir, bir sonrakinde tamamlar diyoruz, yada banyonsaati gecikebilir, nasilsa uykusu gelince yatar diyoruz.

Bu sistem su ana dek sahane calisti, sistemli bir cocuk cikti ortaya, uykuya kendi istegiyle yatan, havuza kolluklarini gordugu andan itibaren atlamaya calisan, ve hatta bu isi o kadar abarti ki dun tekneden denize atlamaya kalkti ehehehe.

Belirli sinirlar icinde dogruyu yanlisi ogretmeye calisiyoruz, hayiri biliyor artik mesela, zorlukta cikarmiyor ama hersey hayir degil bizde, fisler, prizler hayir olabilirken mama sandalyesinin tablasinin tablasini suyla doldurmak hayir degil mesela, kakali popoya ellemek hayirken, pipiye ellemek degil.

Bu hayir ve evet oyununu cok dikkatli oynamak gerek kanimca, herseye hayir denen cocuk sinirlari zorlama konusunda ustad olabilir iki yasina dogru, biraz ozgur birakip biraz geri cekilmeli diye dusunuyorum ben, ve oldugum o geriden onu izlemeyi o kadar cok seviyorum ki, tek basina oyunlar oynarken, araba yaristiriken, dinazor sesi cikarirken keyifle izliyorum artik. Tek basinaligi sevsin istiyorduk hep, galiba bunu basardik, tek basina ve keyifle.

Sonra elinde ne varsa paylasiyor, cevizin yarisi, keci boynuzunun kendi kemirmelerinden kalan yerlerini, oyuncaklarini, evet biliyorum belli bir yasta artik benim deyip vermeyecek, ama kim bilir vermeye de zorlamazsak bu sorunun da ustesinden gelebiliriz diye dusunuyorum, su ana dek ustesinden geldigimiz cogu sorun gibi!

Thursday, August 4, 2011

Bana sukutırımı ver!

Şimdi oğlan ayaklandı ya, her türlü araça binesi var. SOn numarası arkadaşı Kerem'in sukutırını kırmak olduğundan, gittik bir sukutır aldık, en uyduruğundan.

İtiraf ediyorum pişmanım, üstünden inmiyor, tek başına da henüz binemediği için evcek perişanız. Ama ÇOK SEVİYORUZ.



bana sukutırımı ver isimli çalışma.